14 Ağustos 2017, Pazartesi
Dün
geceyi iyi atlattık! Evet, gece biraz sallandık ama tavşan uykusu da olsa en
azından güvenli bir şekilde uyuduk. Artık bu gece bari sallanmadan rahat rahat
uyuyalım da “gemide isyan” çıkmasın diye, haritayı ve hava durumunu inceliyorum
sabah kahvemi yudumlarken. En iyisi bu geceyi adanın ana limanı olan Limenas’ta
geçirmek. Hem kaç gündür koyları geziyoruz, biraz da kalabalığa karışmalı,
değil mi?
Birazdan
Sare kalkınca Limenas diyorum, ana liman diyorum, keyfi yerine geliyor. Ama
önce, bu güzel günün tadını çıkartmak için Thassos’un en meşhur plajlarından
biri olan Marble Beach’i bir görmeli, değil mi! Ne de olsa sadece 1,6 deniz
mili geride…
Kahvaltıyı
erteleyip demiri topluyoruz. İstikamet Marble Beach. Mesafe çok olmayınca bir
çırpıda varıp saat 10:40’ta demirimizi
Marble Beach’in turkuvaz sularına funda ediyoruz. (40.750636°, 24.749080°)
Ufacık,
yemyeşil bir vadinin denizle birleştiği küçük bir kumsal düşünün. Şimdi de o
kumsalın, kum yerine minicik mermer tanelerinden oluştuğunu düşünün. İşte size
Marble Beach! Bizim tahminimiz, hemen yakındaki mermer ocaklarından çıkan
ıskarta mermer parçacıklarını bu koya dökmüşler, deniz de yıllar içinde
dalgalarıyla bu mermerleri ufalayıp irili ufaklı kum taneleri şekline sokmuş. Masmavi
denizin dibinde bembeyaz mermer kumları olunca da ortaya harikulade, seyirlik
bir plaj çıkmış. Gerçekten çok güzel!
Burası
ufak olmasına rağmen, popüler olmasının hakkını verircesine kalabalık bir plaj.
Plajın başında geniş, ahşap bir kayıktan bozma birkaç masalık bir kafe, hemen
arkasında da kocaman ve dopdolu bir otopark. Kafeden yayılan, adadaki turistlerin
milliyetlerine göre seçilmiş müzik tüm plajı inletiyor. Arada Tarkan ve Aleyna
Tilki de yankılanıyor plajda. Biz de havuzlukta kendimizi müziğin ritmine
kaptırıyoruz. Plajın tadını çıkartmaya geldik ne de olsa!
Sonra
balıklama atlıyoruz bu harikulade suya. Biraz yüzüp kıyıya çıkıyoruz. Mermer
kumsalda havlular, şezlonglar neredeyse dip dibe. İnsanlar fotoğraf çektirme
yarışında. Haksız da sayılmazlar. Daha önce belki de hiç görmedikleri değişik
bir plaj burası. Öyle olunca biz de kısmen dahil oluyoruz bu yarışa.
Acıktığımızı
fark edince kayığa dönüp kahvaltı soframızı kuruyoruz. Arılar yine davetsizce
ortak oluyorlar kahvaltı keyfimize. Olsunlar tabii, olsunlar da bize de rahat
verseler arada! En sonunda olan oluyor ve Sare’yi ayak parmağından sokuyorlar. Şişmesin
diye hemen sokulan yerin üzerine sarımsak dilimleri yerleştiriyoruz. İşe
yarıyor!
Kriz
atlatılınca kendimizi yine turkuvaz sulara atıp yüzüyoruz, yüzüyoruz… Plajda
müzikle birlikte tempo da hiç düşmüyor. Defalarca çalan Tarkan ile kendimizi
Çeşme’de, Bodrum’da bir plajda hissediyoruz ara ara. İyice tadını çıkartıyoruz
bu güzel plajın.
Tekrar sahile çıkıp insanlara karışıyoruz. Burada
da Balkanların her yerinden turist var; Yunan, Bulgar, Sırp, Arnavut, Romen
ve tabii ki Türk… Hareketli ve kalabalık olduğundan mıdır bilinmez, genelde
gençlerin tercihi olmuş burası. Ama orijinal ve güzel bir plaj gerçekten.
Thassos’a gelmişseniz Marble Beach’i de görmelisiniz!
Akşama doğru demiri
toplayıp motora yol veriyoruz. Thasssos’un ana limanı Limenas’a doğru dümen
tutuyoruz. Mefase 3,8 deniz mili. Bir saat bile sürmeyen sakin bir seyrin
ardından 18:30’da ana limanda
dıştaki mendireğe sancaktan aborda oluyoruz. (40.781207°, 24.707069°)
Bu gece
rahat bir uyku uyuyacağız kısmetse…
www.youtube.com Sanda'nın Seyir Defteri #011 Thasos, Marble Beach