27 Temmuz 2017,
Perşembe
Avşa’dan
ayrılma vakti geldi. Demiri toplayıp yola çıktığımda saat 06:00 idi. İstikamet
Gelibolu, 40 deniz mili yol var önümde. Bu akşam 25-30 knot karayel ile
birlikte şiddetli yağış hatta dolu bekleniyor. Bir an önce Gelibolu’ya varıp
emniyetli bir şekilde demirlemeli! Yarın öğlen de Çanakkale’de olmam lazım,
Sare ile buluşup çıkış işlemlerini halledeceğiz.
Motorun
altında yarım litre kadar su birikmiş. Hayret! Tadına baktım, deniz suyu.
İmpeller mi damlatıyor acaba? Suyu boşaltıp temizledim. Yol boyunca gözüm hep
üzerinde. Herhangi bir sıkıntı yok.
Gelibolu’ya
2 deniz mili yolum kaldı. Hava iyice kapattı ama hiç mi hiç esmiyor. Çok
uzaklarda, Abide taraflarında simsiyah bulutlar ve yere düşen yıldırımlar
görüyorum. Fena şeyler oluyor o taraflarda. Buradaysa hava sıfır!
Keşke
popomu kaşısaymışım! 15 dakika sonra, demir yerine son 1 mil kala hava üzerime
patladı. Öyle bir hava ki teknenin pruvasını bile göremiyorum. Demir yeri
olarak belirlediğim epeyce geniş koyda mavi plastik varilden şamandıralar var.
Allah’tan hava patlamadan önce her bir şamandıraya dikkatle bakmış, yerlerini ezberlemişim. O son bir milde resmen
körleme seyir ile yol alıyorum. Derinlik dört metrelere düşünce de havuzluktan
çıkmadan demirimi göz kararı bir kaloma ile funda ediyorum. (40.401806°, 26.645026°)
İlk işim motoru stop edip tüm
elektronikleri kapatmak oluyor çünkü havayla beraber yıldırımlar da üzerimde.
Her şeyi kapatıp kaporta kapağının eşiğinde dışarıyı izliyorum. Tam o sırada
bir yıldırım çeyrek mil yakınıma, denize düşüyor! Çok şükür tepeme düşmedi! Allah
herkesi korusun!
Şiddetli
yağmur doluya çeviriyor. Fırtına yarım saat daha aynı şiddetini koruduğundan
olduğum yerden kımıldamıyorum. Sonra biraz hafifliyor. Havuzluğa çıkıp etrafı
kontrol ediyorum. Allah’ım bu nasıl bir yağmur!
Denizci
dostlar hava ile ilgili WhatsApp’tan sürekli mesajlar geçiyor. Bir tanesi
doluya Çanakkale boğazını tırmanırken yakalanmış. Bana çok uzak değil. Çevrede
sığınacak bir yer, bir liman soruyor. Gelibolu ve Lapseki barınaklarını
önerenler olunca hemen yazıyorum sakın bu havada limana girmeye çalışmayın,
diye. Benim bulunduğum koy çok geniş, buraya gelip alargada havanın geçmesini
bekleyin diyorum, konum bildiriyorum. Az sonra görünüyorlar. Gelip biraz öteme
demirliyorlar.
Bir saat daha geçip yağmur biraz
daha hafifleyince diğer tekne yola devam etmeye karar veriyor. Şarköy’e salimen
bağlanınca haber veriyorlar. Geçmiş olsun!
Bir
müddet sonra fırtınanın İstanbul’u vurmaya başladığı haberleri gelmeye
başlıyor. Doludan hasar gören arabalar, evler… Allah’tan can kaybı yok!